31 Aralık 2007 Pazartesi

sütün faydaları

Süt, başta gelişme çağındaki çocuklar olmak üzere, 7'den 70'e herkesin vücudu için lüzumlu olan bütün besinleri dengeli olarak içinde bulunduran, vazgeçilmez tek besin kaynağıdır.Süt, büyüme ve gelişmenin temel yapı taşlarını içerir. Vücudun birçok hayati fonksiyonunu sağlayan kalp, sinir ve kas hücreleri için gerekli unsurlara sahiptir. Sütte, kalsiyumun yanı sıra, potasyum, fosfor ve protein bulunur.Süt, hücre dokularının oluşmasında, yıpranan kısımların yenilenmesinde önemli rol alırken, uzun ve sağlıklı bir hayat için ideal bir besindir.Bilhassa, 2 yaşın altındaki çocuklara tam yağlı süt verilmelidir.Faydaları saymakla bitmeyen sütün veya sütten yapılan yiyeceklerin günde en az yarım litre tüketilmesi gerekmektedir. Ancak Türkiye'de, kişi başına yıllık süt tüketimi, sadece 5-6 litre düzeyindedir. Dünya yıllık süt tüketimi ortalaması ise 18-20 litredir. Yıllık süt tüketimi, AB ülkelerinde 80-90 litre, ABD'de ise 120 litreye kadar çıkmaktadır.Yarım kilo süt, günlük ihtiyacımız olan; kalsiyumun % 75'ini, fosforun % 60'ını, iyotun % 25'ini, B2 ve B12 vitaminlerinin % 77’sini, C vitamininin % 15'ini, A vitamininin % 23'ünü, D vitamininin ise % 16'sını karşılar.Dengeli ve sağlıklı beslenmenin en temel öğelerinden birisi olan sütün diğer bazı faydaları şöyle özetlenebilir:-Büyüme ve gelişmeyi sağlar,-Dişleri korur ve çürükleri önler. Yemek arası içecek olarak dişleri de korur,-Hücre ve doku oluşumunda rol alır,-Saç ve tırnak oluşumunda rol alır,-Yağsız süt, kolesterolü düşürür,-A, B, C, D, E, K vitaminlerni içerir,-Yaraların çabuk kapanmasını sağlar,-Kanın çabuk pıhtılaşmasını sağlar,-Kasları güçlendirir,-Hücreleri onarır,-Kemikleri sertleştirir,-Kronik bronşiti önler,-Kemik erimesini önler (yaşlanmanın doğal bir sonucu olarak kemiklerdeki kalsiyum ve proteini hızlı kaybederiz. Böylece kemikler yavaş yavaş kuvvetini kaybedip, daha kırılgan hale gelir),-Beynin gelişmesi ile çalışmasında faydalıdır

verimli süt üretimi

Her inekten sağlanan sütü ayda en az bir kez ölçerek kaydedin. Hangi ineklerin en yüksek verimi sağladığını bilmek için süt üretiminin ölçülmesi ve kaydedilmesi önemlidir. Hayvanları sürüden ayırmak veya kesime göndermek gerektiğinde ilk seçilecek hayvanlar en düşük verimliler olmalıdır. Süt üretimi bilinmeden hangi ineklerin en yüksek verimi sağladıklarına karar vermek olanaksızdır.Döllenme ve sütten kesilme zamanlarını belirlemek için danaların doğum tarihini kaydedin. Danaların doğum tarihinin doğru biçimde kaydedilmesi, süt üreticisinin her bir ineğin hangi süt verme aşamasında olduğunu bilmesini sağlar. Süt üretimi, ineğin doğurmasından sütten kesilmesine doğru uzanan süre içinde değiştiğinden, kesime gönderilme kararı verilmeden önce hayvanın hangi süt verme aşamasında olduğunu bilmek önemlidir. Dananın doğum tarihinin bilinmesi, ineklerin döllendirilme ve sütten kesilme zamanlarının tayini açısından da önemlidir. Süt sağımının başlarında önerilen besleme miktarları, ineklerin süt verme dönemlerinin sonuna doğru göreceli olarak az süt ürettikleri döneme göre daha fazla olmalıdır. Bu nedenle, besleme ve sütten kesme zamanları hakkında karar verebilmek için süt verme aşamasının ve döllenme tarihinin bilinmesi gerekir.Dölleri varolan en güçlü boğalardan alın ve akrabalar arası döllendirmeden kaçının. Genelde, cinsel açıdan aktif boğaların genel değerlendirmede en üst %20’sinin dölleri kullanılmalıdır. Suni döllendirme, ineğin kızgınlık zamanının tayinini, hayvanların kesinlikle gebe kalmalarını ve uygun biçimde üremelerini süt üreticisinin kontrolü altında olmasını sağladığı gibi, döllenme tarihi kesin olarak bilindiğinden yaklaşık doğurma tarihinin de tahmin edilmesine olanak verir. Doğurduktan sonra bir ineğin hamile olmadığı günlerin sayısı (açık günler), suni döllemenin başarı derecesinin göstergesidir. Tipik olarak, açık günlerin sayısının 85 ile 120 gün arasında olmasını tercih ederiz. İnekler uzun süre hamile olmadan kalırlarsa, süt verme süreleri uzar ve süt verme süresinin sonuna doğru süt verimi azalır. Bu inekler, istenilen zamanda hamile kalan ineklerden daha az verimlidir. Genetik açıdan benzerlik taşıyan (ebeveyn ve onların bir kuşak öncesi) inek ve boğaların eşleştirilmesinden doğan danaların süt verimi düşük olduğundan bu uygulamadan kaçınılmalıdır.En yüksek verimli inekleri en iyi yemle, özellikle hayvan yemleri ile besleyin. Yüksek düzeyde süt üretimi için yüksek kaliteli yem gereklidir. Buğday samanının içeriği enerji ve protein açısından düşük olduğundan, özellikle yüksek düzeyde süt sağlayan ineklere verilmesi tavsiye edilmez. Yonca (alfalfa), arpa ve mısır, tam olgunlaştıkları zaman biçilmişlerse, süt inekleri için kusursuz yemlerdir. En iyi yemleri en yüksek verimli ineklere verip, daha az verimlileri, dışardan sağlanan danaları ve süt vermeyen inekleri daha düşük kaliteli yemlerle besleyin. Otların ve yemlerin analizini yapın ve enerji ve protein açısından dengeli bir besin sağlayın. Bir yemin içindeki kuru madde (veya nem oranı), protein, selüloz ve enerji miktarlarını bilmeden, o yemin besleme değerini bilmek olanaksızdır. Bu durum, besin içeriği açısından, tahıllar, protein katkıları ve yan-ürün yemlerden daha fazla değişiklik gösterdiğinden, ot çeşitleri için özellikle önemlidir. Yem kalitesini belirlemek için peryodik testler yapılması, hangi yemlerin hangi hayvan grubuna vermek gerektiğinin tayini açısından önemlidir. Dengeli bir besin rejimi, bu analiz esasında belirlenmelidir. Yemdeki enerji ve protein katkı miktarları bu analizin sonuçlarına göre değiştirilebilir. Sabit bir 2:1 süt-konsantre oranı bütün koşullarda yeterli olmayabilir. Örneğin, ABD’de yüksek konsantrasyonlu tipik mısır silajı uygulamasında, silajdaki yüksek enerjiyi göz önünde bulundurarak, konsantre oranını 3:1 olarak kullanırız.Yemi, ineğin üretimine göre düzenleyin. İneklerin tamamını aynı miktarda konsantre ile beslemek savurganlık olabilir. Bir ineğin süt üretimi azaldığında, onun takviye konsantrelere gereksinimi de azalır; buna karşın yüksek düzeyde süt veren bir ineğin gereksinimi daha fazladır. Bu nedenle, her ineğin süt üretim miktarı bilindiğinde, yüksek düzeyde süt verenler fazla besin maddesinini değerlendirmede daha verimli olduklarından, onların daha fazla beslenmesi mümkün olur. Kuruda kalma zamanını 40 günden az, 80 günden fazla düzenlemeyin. Araştırmalar, sütten kesilme ve doğurma süresinin 40 günden az, 80 günden fazla olduğu koşullarda, takibeden süt verme süresinde süt miktarının azaldığını göstermiştir. Meme salgı bezlerinin dinlenmesi ve gelecek süt verme süresine hazırlanması için en az 40 gün gereklidir. Uzatılmış sütsüz dönemler (80 günden fazla) ineklerin şişmanlamasına ve gelecek süt verme döneminde verimlerinin azalmasına neden olur.Sütü, temiz ve kuru memelerden sağın. Yüksek kaliteli süt üretiminde sağlık önlemlerinin alınmış olması önemli bir konudur. Yüksek miktarda bakteri içeren süt, işlem sırasında sorunlar çıkarır ve ürünün kalitesi azalır. İnekler, meme enfeksiyonundan (mastitis) korunmalı ve sağılan sütün bulaşıcı özellikler taşımaması için, meme uçları süt sağma sırasında temiz ve kuru olmalıdır. İlk kez süt veren inekler 30 aydan daha yaşlı olmamalıdır. Dışardan sağlanan hayvanların 30 aylık olduktan sonra daha ileri bir tarihte doğurmaları, süt elde edebilmek için gereğinden uzun bir süre beslenmelerine neden olur. Bu, pahalı bir yöntemdir. Daha yaşlı ineklerde beslenmede rekabet edecek kadar iri olan iki yaşındaki danaların doğurmaları mümkün olduğu gibi, tercih edilmelidir. Hemen hemen her zaman, ineklerin 30 aylık olmadan doğurmaları istenilen bir durumdur. İlk kez süt veren ineklerin beslenmede daha yaşlı ineklerle rekabet edebilecek irilikte olmaları ve üretim zirvesine eriştiklerinde yaşlı ineklerin %70’i oranında süt vermeleri gerekir. Süt veriminde bu zirveye erişilmesi, genellikle ineğin sağılmaya başlanmasından sonra 2nci veya 3üncü aylarda gerçekleşir. Daha yaşlı inekler zirvede günde 50 kg süt verirlerse, ilk kez doğuran danaların üretim zirvesine eriştiklerinde verdikleri süt 35 kg’dan az olmamalıdır. Daha yaşlı ineklerle ilk kez doğuran danaların süt verimlerinde önemli bir fark varsa, bu, danaların beslenmede yaşlılarla rekabet edecek irilikte olmadıklarını veya genetik kalitelerinin yaşlılardan daha düşük düzeyde olduklarını gösterir. Hangi ineklerin en yüksek kâr sağladıklarını saptamak için, ot çeşitlerin fiyatını da katarak, gelire karşı yem maliyetini karşılaştırın. Hangi ineklerin en yüksek kârı sağladığını bilmek önemlidir. Bunu öğrenmek için gelire karşı yem maliyetini hesaplayın. Bu hesabı yapabilmek için her ineğin süt üretimini ve yem maliyetini bilmeniz gerekir

anne sütün yararları

Doğanın kadınlara heye ettiği annelik duygusu muhteşem bir şey. Kadınların kendi içinde büyüttüğü ve kendi memesinden beslediği küçük canlılar için ne çok fedakarlıkta bulunuyorlar hiç düşündünüz mü? annelik kadar kutsal ve bir okadar mucizevi başka bir şey daha var. Oda anne sütü. Anne sütü üstün içeriği ile yenidoğan bebeği tüm gereksinimini 6 ay boyunca tek başına karşılayabilen, kolay sindirilebilen ideal bir besindir. Anne sütü ile beslenen bebeklerin hafif veya hayatı tehdit eden ciddi enfeksiyonlara daha az yakalnadığı biliniyor. Ani bebek ölümlerine neden olabailcek allerjik durumlar anne sütüyle beslenen bebeklerde anne sütü almayanlara göre daha az görülmektedir. Bağışıklık sistemi güçlenmekte, özellikle solunum ve sindirim sistemi enfeksiyonları azalmaktadır. Anne sütü alan bebek hastalansa bile enfeksiyonu daha kolay atlatmaktadır.Annesini emen bebeğin zihinsel gelişimi, ilerideki okul başarısı daha iyi olmakta, anne- bebek arasındaki bağ daha kolay ve güçlü kurulmaktadırBebekliğinde yeterli süre anne sütü almış erişkinlerde lenfoma, lösemi, diyabet gibi bazı hastalıkların sıklığı da azalmaktadırBebek için sayılamayacak kadar çok yararları olan anne sütü, annenin de gebelik öncesi formuna dönmesini kolaylaştırmakta;emziren anne bunun için gerekli enerjiyi sağlamak üzere depolanan yağ dokusundan kurtulmaktadır Ayrıca meme, yumurtalık ve rahim kanseri riski azalmaktadır.Anneler ne kadar sıklıkla emzirmeleri gerektiğini hep sorarlar. Ya çok fazla emzirdiklerini düşündüklerinden ya da bebeklerinin doymadığına inandıklarından. Anne sütü çabuk sindirilir ve bebeğinizin mide kapasitesi küçüktür. İki günlük olduğunda günde yaklaşık 8-10 kez emer buda her 2-3 saate karşılık gelir. Bebeğinizi her emmek istediğinde emzirin. Açlıklarını ağızlarıyla aranarak ve hareketlerini arttırarak gösterirler. Ağlama genelde en son belirtidir.Eğer bebeğiniz 1-2 emme hareketinden sonra yutkunuyorsa süt alıyor demektir. Emmesini bitirene ve uyuyana kadar göğsünüzde kalabilir. 5-7 günlükten itibaren bir göğüste 20 dakika kalırlar. Yutması bitene kadar aynı göğüste kalmasını sağlayın, daha sonra gazını çıkartın ve diğer göğüse geçirin. Eğer çalışıyorsanız, çok fazla sütünüz varsa veya bebeğinizin yanında olamadığnız zamanlarda da bebeğiniz anne sütü alsın istiyorsanız sütünüzü sağarak saklama poşetlerinde buzdolabınızın kapak kısmında saklayabilirsiniz. 50-100cc sağılmış anne sütünü temiz bir kap veya süt saklama

sütün yararları

Kemik erimesini önler.
• Mikrobik enfeksiyonlara karşı etkilidir.;
• İshali tedavi eder
• Mide rahatsızlıklarını giderir.
• Sindirim sistemini düzene sokar.
• Ülseri önler.
• Beyne enerji verir.
• Diş çürüklerini önler.
• Kronik bronşiti önler.
• Tansiyonu düşürür.
• Yağsız süt, kolestrolü düşürür.
• Kanserin önlenmesine yardımcı olur.

arı sütü nedir?

Bir arı kolonisinde on binlerce işçi arı, binlerce erkek arı ve sadece bir tane ana (kraliçe) arı vardır. Ana arı kovanın her şeyidir, yokluğunda iş düzeni ve üretim durur. Ana arı kovanda tek olduğu gibi, ölümü halinde yerine geçebilecek ikinci bir arıya da izin vermez. Kovanda ana arı adayı olmak demek ölüm demektir. Ana arının yok olmasına bir şekilde ölmesi neden olabileceği gibi arıcı tarafından da bilinçli olarak kovandan alınabilir. Ana arı yok olunca koloninin kendisine süratle yeni bir ana arı edinmesi gerekecektir. Bu yeni ana arı eskisinin yumurtladığı son yumurtalardan çıkacaktır. Bu yumurtaların arı sütü ile beslenmesi, yeni ana arının arı sütü içinde doğuş ve gelişme evrelerini geçirmesi gerekmektedir. Burada görev yine işçi arılara düşer. İşçi arılar üst çene bezlerinden beyaz renkte, pelte kıvamında, hafif keskin koku ve tatta bir sıvı salgılarlar. İşte arı sütü budur. Bu salgı ile beslenen yumurtalar 16 gün sonra arı olarak gözü terk ederler. An yetiştiricileri bu safhada larvaları yok ederek, arı sütünü kaşıklarla gözlerden toplarlar. Her bir gözden yaklaşık O, l gram arı sütü alınabilir. Yüzde 65'i su, yüzde 35'i ise protein, yağ, şeker ve vitamin ihtiva eden kuru maddeden oluşmuştur. Arı sütü, özellikle sinir sistemi hastalıklarında, yorgunluk sorunlarında, kısırlık ve damar sertliği tedavilerinde, insana güç ve zindelik kazandırmada kullanılan, doğrudan doğadan gelen önemli bir tabii gıdadır. Piyasaya saf veya bala karıştırılmış halde, draje veya tablet halinde sunulmaktadır.

Süt nedir?

Süt Dişi memeli hayvanların meme bezlerinden salgılanan kendine özgü tat, koku ve kıvamda olan, hemen hemen tüm besin öğelerini yeterli ve dengeli bir şekilde bünyesinde bulunduran bir gıda maddesidir. Süt ifadesi, genellikle süt kaynağı olarak kabul edilen inek sütlerini kapsar. Bu nedenle diğer sütler hayvan adları ile adlandırılır. Örneğin :koyun sütü, keçi sütü gibi. Doğanın bizlere armağanı olan SÜT yapısında ve niteliğinde bir gıda maddesi henüz sentezlenememiştir